6 Ağustos 2012 Pazartesi

1 Numara Olmak

Usain Bolt, 9.63'le, dalga geçer gibi uçarken finiş çizgisine aklımda şu soru vardı: "Dünyanın en iyisi olmak ve bir daha kolay kolay senden daha iyisinin gelmeyeceğini bilmek nasıl bir duygu?" Majesteleri, ekselansları gibi adlar veriyoruz bu tür adamlara. Michael Jordan mesela. Ertesi sabah erken kalkacak olsam da sırf onu izlemek için televizyon başında olduğum yılları hatırlıyorum. Ondan sonra da doğru dürüst NBA izlemediğimi biliyorum mesela. Jordan yüzünden aldığım Fast Break dergileri hala arşivimde duruyor. Ama sadece onun yer aldığı özel sayılar. Onun sayesinde o dönem ki diğer ünlü basketbolcuları da biliyorum. Bonus gibiydiler. Majesteleri Michael Jordan basketbolu sevme sebebimdi. Jordan tüm dünyayı sallarken ne hissediyordu çok merak ediyorum.
Maradona'yı sevmeyenler, Pele daha iyiydi, Messi onu geçti diyenler olabilir ama El Diego gibisi gelmeyecek bana göre. Messi, kalan yıllarında Arjantin'le inanılmaz işler yapmaz ya da gidip Napoli gibi bir takımı devlerin arasında zirveye çıkarmazsa Maradona'nın tırnağı olamayacak benim nazarımda. 1990 finalinde Maradona ağlarken bende göz yaşlarımı siliyordum, Messi için bunu yapmayacağım diye hissediyorum. Maradona tüm dünyayı salladığı dönemlerde ne geçiyordu içinden. Yeşil sahada gelmiş geçmiş en iyi olmak nasıl bir duyguydu acaba.
Muhammed Ali için rahmetli babamın sabaha karşı kalkıp maçını izlediğini çok iyi hatırlıyorum. Roger Federer, Michael Schumacher daha birçok isim var, bildiğim ya da bilmediğim. Meraklı olduğum spor dallarında gelmiş geçmiş en iyiler bunlar. İşte Usain Bolt'u izlerken bunu düşünüyordum. O dönem ne hissediyorlardı acaba, oyun alanından uzaklaştıkça yavaş yavaş ne hissettiler. Çok merak ediyorum.

Hiç yorum yok: