Renklere aşığız biz…
Takımıma
canım feda…
Klasik
taraftar klişeleri bunlar yada öyle bir algı var. Daha sakin tutanı da var
takımını, daha hayat biçimi yapanı da.
Bilmem kaç çeşit insan var bu hayatta. Aynı değil hiçbiri sonuçta.
Birde
oyuncuyu tutmak var ki aslında en güzeli. Takımın kaybetse seni kızdıran çok.
Gazetelerde yazılanlara, televizyonlarda söylenenlere kızarsın ama tuttuğun,
çok sevdiğin oyuncunun maçını izlediğinde karşına çıkmayacak şeylerdir bunlar.
Tuttuğum
bir takım var elbet. Üzülüyoruz, kızıyoruz, seviniyoruz, coşuyoruz. Ama
tuttuğum oyuncuları izlemek bir başka keyif. Kendi takımında olursa çarpı iki.
Başka takımlarda olursa da fark etmiyor. Keyfi yine fazla.
Bu
duyguyu ilk Sergen’de yaşadım. Beşiktaş maçlarını zaten izliyorum ama Sergen
olunca pür dikkatim. Metin’i, Ali’yi, Feyyaz’ı, Şifo’yu da çok seviyorum ama
Sergen başka. Onun yeri ayrı.
Sergen
sonra İstanbulspor’a, Fenerbahçe’ye, Trabzon’a, Galatasaray’a gitti ama değişen
bir şey yok bende. Yine de Sergen’i izliyorum. Sergen oynuyorsa taraftar gibi
geçiyorum televizyonun karşısına. O zaman ne tuhaf demiştim ama günümüzde artık
dünya liglerini rahatça izleyebildiğin için bu duyguda normal oldu bende.
Mesela
Messi’yi o kadar izlemiyorum artık. Takımı sürekli kazandığı ve küçük
Arjantinlinin de yaptığı her şey normal geldiği için mi bilmem o kadar çekmiyor
beni. Maradona’yı, Zidane’ı, baba Ronaldo’yu izlemek gibi değil. Maradona
yüzünden Arjantin sempatim hiç bitmedi. Zidane için gittiği her takımda taraftarı
oldum. Real Madrid’te onu izlemek ise en keyiflisiydi. 2006’da Materazzi’ye
ettiğim küfrü düşmanıma etmemişimdir düşünün gerisini.
Baba
Ronaldo da farklıydı benim için. Sadece bir golcü değildi. Cristiano her sene
50 gol atıyor hiç gıdıklamıyor. Dans etmiyor, gol atıyor sadece. Ama Fenomen
öyle miydi?
Şimdi
de Mesutçuyum. Türk olduğu için değil. Yıldızlar topluluğu Real Madrid’te tek
favorimdi. Alman milli takımını hiç sevmem, Mesut yüzünden sempatim var artık.
Zidane-Fransa gibi. Real Madrid tarihinin en büyük hatasını yaptı ona
göndererek şimdi Arsenal taraftarı sürüyor sefasını. Benim için fark etmiyor.
Yine de televizyonda izliyorum Mesut’u. Bergkamp’ın da maçlarını kaçırmıyordum
zamanında, Arsenal’i izlemem için yine bir sebep oldu. Liste uzar gider böyle.
Atladığım adamlarda vardır, hatırlamıyorum şimdi. Oyuncu tutmak böyle işte.
Dert yok, tasa yok, sadece keyif…