Şirketimiz ile Samet Aybaba arasındaki 28.06.2012
tescil ve başlangıç tarihli TFF teknik adam sözleşmesi…
Beşiktaş’taki 1 senelik görev süresi bu sözlerle bitti
Samet Aybaba’nın. Şöyle de yazabilirdi basında: “Aybaba’ya açık çek”, “İşte
Efsane” falan filan. Başlık bol başarıda. Herkes farklı yazar. Ama
başarısızlıkta “Samet Aybaba dönemi sona erdi” yazar, altı da yukarıdaki
sözlerle dolar.
Samet Hoca sezon başında göreve geldiğinde çok karşı
çıkmış, bu seçime katılmadığımı belirtmiştim. Bir ara acaba yanılıyor muyum
desem de finalde maalesef haklı çıktım. Samet Aybaba’nın gidişini eleştirenlerde
var, haklı bulanlarda. Herkes kendi gözlerinden bakıyor resme. Ben
gönderilmesini doğru bulanlardanım. Neden mi?
Öncelikle herkesin kabul ettiği üzere zor şartlar
altında başladı göreve Samet Aybaba. Kısıtlı ve vasatın hafif üzeri bir kadro.
Dışarıda kalan Quaresma. Uzun bir süre affedildi mi affedilmedi mi diye
manşetlerde. Tüm bunlarla uğraşmak kolay değildi. Ezeli rakipleri Galatasaray
ve Fenerbahçe’nin kadroları düşünüldüğünde Beşiktaş için en büyük başarı
üçüncülüktü. Yani genel anlamda son yıllarda en kötü aldığı derece.
Ancak ligin gidişatı Beşiktaş’ı sezon öncesi
tahminlerinin üzerine taşıdı. Normalde ilk yarıda toplanan puan bir takıma
havlu attırırdı ama herkes kaybedince siyah beyazlılar, şampiyonluk
yarışının içinde buldu kendini. Müthiş bir fırsattı bu. Türkiye Kupası’ndan
elenmekte başarısızlık değil bir realiteydi. Alternatifsiz kadroyla Kupa eziyet
olacaktı. Devam edenler de fazlasıyla yaşadı bunu.
Devre arası transferlerinde ilk hatasını yaptı Samet hoca.
Hoş sezon öncesi de transferde sınıfta kalmıştı ama bir fırsat daha gelmişti.
Yine derse iyi çalışılmamış, sıfır katkılı adamlar doldurulmuştu takıma.
Parasızlık değildi yanlış isabetin nedeni, düzgün araştırma yapmamaktı.
Eldeki kadro her şeye rağmen düzgün yönlendirilse,
hedefe kilitlense başarı yine gelebilirdi. Beşiktaş son şampiyonluğunda bundan
daha iyi bir kadroya mı sahipti. Ya da Bursaspor. Teknik adam farkının ortaya
konulacağı bir sezondaydı Beşiktaş, kadronun değil. Düşünün kupadan da elenmişsiniz,
Avrupa zaten yok. Her hafta bir maç. Rakiplerin 3 günde bir oynuyor, perişan
oluyor. Bir türlü lige asılamıyorlar. Puan farkı çok yok. Ama bu şansı iyi
kullanamadı Samet Aybaba. Her hafta gelen altın tepsiyi geri tepti. Kariyeri
boyunca Beşiktaş’a gelmeyi bekledi ama geldiğinde ayağına kadar gelen fırsatı
iyi değerlendiremedi.
Beşiktaş normal seyrinde giden bir sezon olsa ve
3.bitirse başarı olacaktı. Ama bu kadar dengesiz giden bir yarışta ipi önde
göğüslemeliydi. Türkiye’de şampiyonluklar anlık olaylarla kazanılıyor. Öyle
uzun süreli planlamalar, 2000’in başından bu yana sadece lafta. Ayağına gelen
fırsatı tepmeyen ipi önde göğüslüyor. O yüzden Samet hoca başarısızdı.
Şampiyonluğu hiç düşünmedik, sadece geleceğin takımını
oluşturmaya çalıştık demesin o da büyük yalan olur.Öyle olsa ona göre bir takım
kursa ve ısrar etse bu da kabul edilebilirdi. Ama özellikle ligin 2.yarısında
çıkardığı kadrolar, hiç öyle geleceğin takımı diyebileceğiniz türden değildi.
Metin-Ali-Feyyaz’lar hiç düşünmeden oynatılmıştı. Kaybetse de bu kadro devam
edecek denmişti. Ama Samet Aybaba öyle bir kadro da çıkarmadı. Oğuzhan hariç
kimseyi monte edemedi takıma. İlk yarıda daha iyi gözüken takımın en önemli
yanı kadro istikrarıydı. 2.yarı onu da kaybetti. Tamam sakatlıklar da oldu
planları bozan ama genel olarak baktığımızda Samet Hoca da doğrularını yitirdi.
Yukarıda saydığım 2 neden yine de gönderilmesi için
yeterli bir sebep değildi. Başarısız sonuçların ardından basın önünde, maç
sonlarında yaptığı tuhaf açıklamalar ipinin çekilmesinde öncelikli nedendi
bence. Futbolcusunu kameralar önünde eleştirmesi hiç hoş olmadı ve sonunu da bu
davranışları hazırladı. Başarı da ben, başarısızlıkta futbolcularım
olmamalıydı. Katılmayanlar olabilir ama gördüğüm buydu.
Fatih Terim’in Galatasaray’a gelişiyle Samet
Aybaba’nın Beşiktaş’a gelişi benzerlikler gösterir. Fatih Hoca’da çok büyük bir
destekle gelmedi Galatasaray’ın başına. Futbolculuk döneminde hiç şampiyonluk
yaşamamış “Uğursuz Fatih”ti. Samet Aybaba da camianın çok kabullendiği biri
değildi aynı Fatih Terim gibi. Ama Fatih hoca ısırdı, parçaladı, agresifleşti,
mücadeleyi bırakmadı, kopardı aldı ilk gelişinde. Bu fırsatın bir daha
gelmeyeceğini biliyordu. İyi kullandı şansını, camiasının “İmparator“u oldu.
Ama Samet Aybaba ayağına kadar gelen altın tepsileri elinin tersiyle itti.
Halbuki bambaşka bir hikaye yazabilirdi. Olmadı, yapamadı. Geldiği gibi gitti.